Mısır Çok Kilo Yapar Mı? Bir Yılın Hesapları
Kayseri’de kışın soğukları yavaşça yerini bahar rüzgârlarına bırakırken, ben bir sorunun cevabını arıyordum: Mısır çok kilo yapar mı? O soruyu sormamın bir anlamı vardı. Aslında, o sorudan çok, o sorunun etrafında dönen duyguların bir anlamı vardı. Yılın ilkbaharına yaklaşırken, bir şeyleri tekrar sorgulamak, belki de yanlış bildiğimiz her şeyin aslında doğru olup olmadığını keşfetmek istedim.
Bir Akşam Yemeği ve Bir Düşünce
Bir akşam, annemle birlikte mutfakta sohbet ederken, bir anda mısırdan konu açıldı. O an, aslında ne kadar da basit bir konu gibi görünse de, içinde kaybolduğum bir düşünceye dönüştü. Annem bir tabak mısır koydu önüme, elleri sıcacık ve güler yüzlüydü. “Yedin mi hiç mısır?” diye sordu. Ben de şaşkın bir şekilde ona baktım. Mısırın çok kilo yaptığını düşünüp, aslında bu tabaktan uzak durmam gerektiğini düşünmeye başladım.
“Mısır çok kilo yapar mı?” sorusu, aslında bir yandan da kendi bedenimle yüzleşmemi gerektiriyordu. Son aylarda biraz daha rahatladığım, kendi vücudumla barıştığım bir dönem yaşadım. Ama bir yandan da korkularım vardı. Kilolarım arttıkça içimde hissettiğim o sıkışmışlık, o kötü his… Bir gün aynada kendimi görmekten bile korkmaya başlamıştım. O yüzden, bazen yediğim şeylerle ilgili çok endişeleniyordum. Yediğim her şeyin etkisini hesaplıyordum.
O akşam o tabak mısırın yanında, annemin bana bakışındaki o güveni gördüm. “Yeter ki mutlu ol, önemli olan bu,” dedi. O an, bir şeyler bana başka bir şekilde doğru gelmeye başladı. Hızla geçip giden yıllarda, yemeklerin sadece kalori değil, aynı zamanda anılar ve duygular taşıdığını fark ettim. Mısır, bir süreliğine benim için sadece kilo aldıran bir yiyecek olmaktan çıktı.
Bir Anı ve Kilo Hesapları
Bir gün, birkaç ay önce yaşadığım bir olayı hatırladım. Arkadaşlarımla bir kafeye gitmiştik. Masada bir tabak mısır vardı, yani gerçekten koca bir tabak. Herkes yemeye başladı. Ama ben, bir an o tabağa bakıp, “Ya ben buradan bir avuç alırsam, ne olur?” diye içimden düşünmüştüm. O kadar büyütmüştüm ki, bu düşünceyi, bir iki dilim almanın nereye varacağını bile hesaplamıştım.
Ve o an, birden “Evet, mısır çok kilo yapar,” dedim. Kafamda, mısırın o minik tanelerinin her birinin bana birer kalori gibi geldiğini hissettim. Ama o kadar kafaya takmamın, her şeyin sonunu belirleyeceğini anlamadım. Birkaç dakika sonra, arkadaşlarımın gülüşmeleri, sohbetleri arasında kaybolup, mısırdan bir avuç aldım. Duygularım karışıktı. Hem suçluluk hissi vardı, hem de bir yandan biraz özgürlük.
Birkaç hafta sonra aynada gördüm kendimi. O birkaç avuç mısırla kaybolduğumu sandığım kilolarımı aramaya başladım. “Acaba o birkaç tane mısırdan dolayı bu kadar mı oldum?” diyerek, daha fazla kaygıya kapıldım. Ama sonra durup düşündüm. O birkaç avuç mısır, sadece bir akşamın anısıydı, sadece bir seçimdi. Yavaşça, her şeyin karmaşık olmadığını fark ettim.
Sonunda Fark Edilen Gerçek
Bir süre sonra, aslında mısırın çok kilo yapmadığını kabul ettim. Evet, her şey gibi, onu da fazla tüketmek vücuda zarar verebilir. Ama ben, yıllarca etrafımdan duyduğum, mısırla ilgili korkutucu hikâyelere inandım. Oysa, en önemli şeyin ruh halim olduğunu anladım. Mısır, yalnızca bir yiyecekti. Eğer o an mutluysam, ona neden kötü gözle bakayım? Belki de bizim kilolarla ve yemeklerle olan ilişkimiz, düşündüğümüzden çok daha fazlasıdır.
Şu an, mısır sadece bir yiyecek değil. Bir dönüm noktası. Onun içinde, geçmişin endişelerinden kurtulmak, şimdiki zamanın tadını çıkarabilmek, belki de ilerleyen yıllarda bedensel özgürlüğümü bulmak için bir fırsat var. Kilo meselesi, yaşamın her alanında olduğu gibi, bazen kafamızda büyütüp, endişe ettiğimiz şeylerden biri haline gelir. Oysa gerçek, her şeyin biraz daha basit ve çok daha insani olduğunda gizlidir.
Şimdi, bu yazıyı bitirirken düşünüyorum: Mısır, sadece o birkaç avuç değil. Aslında, o birkaç avuç mısırda hayatı anlamaya çalışmak, belki de en önemli şeydi. Mısır çok kilo yapar mı? Belki, ama en önemli şey, yediğimiz şeyleri nasıl düşündüğümüz, onlara nasıl değer verdiğimiz. Sonuçta, her yediğimiz yemek, bizi bir adım daha biz yapar, değil mi?