Gözü Doymaz Nasıl Yazılır? İktidarın Açgözlülüğü Üzerine Bir Siyaset Bilimi Analizi Bir Siyaset Bilimcinin Gözünden: Gücün Sonsuz İştahı Toplumların tarihine baktığımızda, her dönemin en temel sorularından biri şudur: İktidar ne zaman doyar? Gücün yapısı gereği, doyum bilmez bir yönü vardır. “Gözü doymaz” ifadesi tam da bu durumu anlatır. Türkçede bitişik mi, ayrı mı yazılır sorusuna kısa cevap verebiliriz: “Gözü doymaz” ayrı yazılır. Ancak siyaset bilimi açısından bu ifade, yalnızca bir yazım kuralı meselesi değildir — aynı zamanda bir politik davranış modelinin metaforudur. Bir siyaset bilimci olarak meseleye baktığımızda “gözü doymaz” olmak, bireysel bir hırsın ötesinde, sistemik bir sorunun dışavurumudur. İktidar,…
4 YorumEtiket: de
Kanat Yüklemesi Nedir? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Derinlemesine Bir Bakış Bazen bir kavramı anlamak için sadece teknik tanımına değil, onun dünyadaki yankılarına da kulak vermek gerekir. “Kanat yüklemesi” de bunlardan biri. Havacılık dünyasında sıkça duyduğumuz bu terim, sadece uçak mühendislerinin masasındaki bir hesap değil; farklı coğrafyalarda farklı anlamlar kazanmış, kültürlerin ve toplumların teknolojiye bakışını şekillendiren bir fikir haline gelmiştir. Bu yazıda, kanat yüklemesini hem küresel hem yerel bakış açılarıyla ele alarak, bu kavramın ardındaki çok katmanlı dünyayı keşfe çıkıyoruz. Kanat Yüklemesinin Temel Tanımı En basit haliyle kanat yüklemesi (wing loading), bir uçağın toplam ağırlığının kanat alanına bölünmesiyle elde edilen değerdir.…
8 YorumSüper Güç Olmak Nedir? Toplumsal Bir Bakış Bir sosyolog olarak, “süper güç” kavramını yalnızca devletlerin askeri ya da ekonomik kudretiyle açıklamak bana eksik gelir. Çünkü güç, toplumsal yapının en derin katmanlarında şekillenir; bireylerin birbirleriyle kurdukları ilişkilerde, rollerinde, hatta sessizliklerinde bile gizlidir. Bu nedenle “süper güç olmak”, yalnızca politik bir üstünlük değil, aynı zamanda bir toplumun iç dinamiklerinin ne kadar güçlü bir dayanışma ve anlam üretme kapasitesine sahip olduğuyla da ilgilidir. Toplumsal Yapıların Gücü: Normlar ve Düzen Her toplum, bireylerin davranışlarını yönlendiren görünmez kurallarla örülüdür. Bu kurallar —normlar— sadece yasal ya da ahlaki sınırlar değil, aynı zamanda kim olduğumuzu belirleyen sosyal…
8 YorumKutup Yıldızının Sabitliği: Değişimin İçindeki Değişmezlik Bir filozofun bakışıyla evrene yöneldiğinizde, her yıldız bir düşüncedir, her gökyüzü bir metafor. “Kutup yıldızının yeri niye hep sabit?” sorusu yalnızca astronomik bir merak değildir; aynı zamanda insanın hakikat arayışına dair derin bir simgedir. Çünkü sabit olan şey, hareketin anlamını belirler. Her şey dönüyorken bir şeyin sabit kalması, hem huzur hem de çelişki doğurur. Bu yazı, etik, epistemoloji ve ontoloji perspektiflerinden bu sabitliğin anlamını arayacak; gökyüzüne bakarken aslında insanın kendi iç evrenine nasıl baktığını tartışacaktır. Epistemoloji: Bilginin Sabit Kutbu Bilgi felsefesi açısından bakıldığında, Kutup Yıldızı bir epistemolojik sabitedir. İnsanlık tarih boyunca yönünü bulmak için…
8 YorumGönüllülük Amacı Nedir? Felsefenin Işığında İyiliğin Anlamı Filozofun Bakışından Başlamak Bir filozof için her eylem, anlamın sorgulanmaya açık olduğu bir alandır. “Neden yapıyorum?” sorusu, insanı diğer canlılardan ayıran bilinç kıvılcımıdır. Gönüllülük de bu sorgulamanın merkezinde yer alır. Çünkü gönüllülük, bir “zorunluluk” değil, bir “seçim”dir; bir çıkar ilişkisi değil, bir erdem pratiğidir. İnsan gönüllü olduğunda, yalnızca birine yardım etmez — aynı zamanda kendi varoluşunu da yeniden tanımlar. Peki, gönüllülüğün amacı gerçekten nedir? İyilik yapmak mı, yoksa iyiliğin anlamını kendinde bulmak mı? Etik Perspektif: İyiliğin Kaynağı Nerede? Etik açıdan gönüllülük, insanın ahlaki özerkliğini sınadığı bir alandır. Immanuel Kant, eylemlerin değerini sonuçlarından değil,…
8 YorumKalburun Sözlük Anlamı Nedir? Kalburun, Türkçe’de sözcük olarak çoğunlukla ‘para’ anlamına gelen bir sözcüktür. Ancak, aslında kalbur, sözlük anlamı olarak, küçük parçalar halinde yapılan, ya da küçük miktarlarda ödeme yapılan her türlü ödemeyi ifade eder. Kökeni olarak, bu kelime, Osmanlı döneminden beri kullanılmaktadır. Osmanlı’da, küçük ödemelerin yapılması için, kalbur adı verilen, küçük çivi, altın ya da gümüş parçalar kullanılırdı. Bu parçalar, çoğunlukla kumara veya diğer türlü ödemelere karşılık olarak kullanılırdı. Bu durum, bugünün dünyasında, çoğunlukla kredi kartları, banka havalesi gibi ödeme yöntemleriyle değişmiştir. Küçük ödemeler için kalbur kullanımı, bugün hala birçok insan tarafından kullanılmaktadır. Özellikle geleneksel Türkçe konuşan insanlar arasında,…
Yorum Bırak